Giriş
Blog yazımız, uzun süredir konuşulan ve gün geçtikçe kullanım alanları artan kripto para birimlerinden Bitcoin hakkındaki tartışmaları hukuki açıdan incelemektedir. Temel amaç Bitcoin’in teknik niteliklerinden ziyade hukuki mahiyetiyle ilgili analizler yapmak ve uygulanacak hukukun sonuçlarını tartışmaktır. Öncelikle belirtmek gerekir ki konuya dair, en detaylısı Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK) basın açıklaması olmaktan daha ileri giden herhangi bir yasal düzenleme yoktur. Ancak mevzuattaki boşluğa rağmen T.C. Merkez Bankası ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun kripto para birimlerini, emtia/mal (commodity) vasfında görme eğiliminde olduğu belirtmek gerekir. İstisnalar dışında dünya genelinde Bitcoin ile alakalı henüz doğrudan mevzuat olmamakla birlikte bu durum hâkimlerin bu boşluğu, yerel hukukla kıyas veya hüküm oluşturarak doldurması anlamına geliyor. Yani özel bir mevzuatın olmaması kripto paraları mevzuattan ari kılmamaktadır. Bu noktada ise pratikte bu hukuk kurallarının ne kadar uygulanabilir olduğu sorunu ile karşılaşıyoruz.
Bitcoin hakkındaki ilk resmi açıklama 2013 tarihinde BBDK’nın basın açıklaması ile yapılmıştır.[1]
“Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmemekte, bu nedenle de söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir.
Diğer taraftan, Bitcoin ve benzeri sanal paralar ile gerçekleştirilen işlemlerde tarafların kimliklerinin bilinmemesi, söz konusu sanal paraların yasadışı faaliyetlerde kullanılması için uygun bir ortam yaratmaktadır. Ayrıca Bitcoin, piyasa değerinin aşırı oynak olabilmesi, dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi gibi risklerin yanı sıra yapılan işlemlerin geri döndürülemez olmasından dolayı operasyonel hatalardan ya da kötü niyetli satıcıların suistimalinden kaynaklı risklere de açıktır.
Herhangi bir mağduriyet yaşanmaması adına, yukarıda belirtilen hususların duyurulmasında ve bu çerçevede Bitcoin ve benzeri sanal paraların barındırdığı muhtemel risklerin kamuoyuna hatırlatılmasında fayda mülahaza edilmektedir.”
Bitcoin, Elektronik Para Olarak Mevzuatta Yer Alabilir Mi?
Mevzuatta elektronik para, yalnızca “kanun kapsamında elektronik para ihraç etme yetkisi verilen tüzel kişi” olarak tanımlanan elektronik para kuruluşlarınca ihracına izin verilen ödeme aracı olarak tanımlanıyor. Bu tanımlama ise Bitcoin’in en sui generis özellikleri ile çelişir halde. Bitcoin bir şirket ya da kurum değil, herhangi bir yönetim merkezi veya resmi temsilcisi bulunmuyor. Üretildiği yazılım ise açıkça eser vasfına haiz olup kamuya açık bir programdır. Ancak açık kaynaklı (public domain) olarak yayınlandığı için bu yazılımın (eserin) sahibi yoktur. Herhangi bir kişi ya da kuruma ait olmadığı düşünülünce de e-para tanımı kapsamında olmadığı oldukça açıktır. Bunun yanı sıra madenci olarak nitelendirilen kişi ve şirketler tarafından üretilen veya transfer edilen Bitcoinler cüzdanlarda tutuluyor ve bu kişi veya şirketler cüzdanların (wallet) yasal sahibi konumundadırlar. Yani Bitcoin kripto para sistemin belirli bir sahibi olmamasına karşılık cüzdan denilen programların sahipleri vardır.
BDDK’nın “Söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir.” şeklinde belirttiği gibi elektronik para tanımına girmeyen popüler kripto para birimlerinden biri olan Bitcoin’in ve cüzdanların hukuki niteliği tartışmalıdır. Dolayısıyla başta bankacılık, sermaye piyasası ve vergi hukuku başta olmak üzere uygulanacak hukuk önem kazanmaktadır. Elektronik para tanımının “fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan” kısmının, yeni bir düzenleme ile elektronik para kuruluşu tanımının değiştirilmesi/eklenmesi ile kripto paraların da elektronik para olarak mevzuatta yer alması bir çözüm olarak getirilebilir. Sistemin Bitcoin transferi üzerine kurulu olduğu düşünüldüğünde böyle bir mevzuat değişikliği Bitcoin’in, elektronik para transferi hizmetinin vergilendirilmesi ve belgelendirilmesine ilişkin hukuka tabi olacağı anlamına gelir. Bu durumda da 6493 Sayılı Kanun kapsamında ödemeye aracılık faaliyetinde bulunan şirketlerin sunduğu hizmet karşılığında lehe alınan tutarların Gider Vergileri Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’ne (BSMV) tabi tutulması sonucunu doğuracaktır. [2]
Vergilendirme Sorunu
Ayrıca SPK’nın kripto paraları emtia vasfında görme eğiliminden bahsetsek de henüz buna ilişkin bir mevzuat yok. Kripto paraları, emtia veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendiren bir mevzuatın vergi hukuku ve ceza hukuku alanında etkileri büyük olmakla beraber pratikte bunun takibinin nasıl yapılacağı ise büyük bir sorun. Örneğin; Gelir Vergisi Kanunu açısından “menkul kıymet”, “emtia” olarak nitelendirilmesi Bitcoin kazancının vergilendirilmesi sonucunu doğuracak ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununda “diğer sermaye aracı” şeklinde yapılacak bir düzenleme GVK kapsamında diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan gelirler başlığı altında Bitcoin’in vergilendirilmesini mümkün hale getirecektir. Vergilendirme takibin pratikte nasıl uygulanacağı sorununa ilişkin öncelikle, SPK tarafından yayımlanan Dr. Abdurrahman Çarkacıoğlu’nun araştırma raporunda belirttiği hususlara bakalım.[3]
“Bitcoin belirli bir seviyede anonimlik sağlar. Ne kadar anonimlik istendiği, kişisel bir tercih olup, %100 anonimliğin garantisi, hiç bir sistemde verilemez. Bitcoin transferleri, Bitcoin cüzdan adresleri arasında gerçekleşir. Bitcoin cüzdan adresi, geleneksel bankacılık sistemindeki, hesap numarasına benzetilebilir. Bu adresler rakam ve harflerden oluşan, kimlik, lokasyon ve diğer hiç bir kişisel bilgiyi içermeyen, karışık bir dizedir (string). Fakat, Bitcoin cüzdan adresini bildiğiniz birisinin, tüm Bitcoin işlemlerini görmeniz mümkündür, sistem bu anlamda çok şeffaftır”
Bu açıklama çerçevesinde düşüldüğünde sistem cüzdanlardaki tüm hareketi gösterse de bu cüzdanların sahiplerinin IP adresi üzerinden bulunması veya zilyetlerinin tespit edilmesi oldukça güç olacaktır. Hala kripto para özelinde bir mevzuat oluşturulamamasının temel nedenlerinden biri takibinin bu denli güç olması olarak düşünülebilir.
Türkiye’deki Kripto Para Borsaları Çözüm Olabilir Mi?
Bu noktada Devlet’in getirebileceği çözümlerden biri Kripto Para Borsalarıdır. Türkiye’de bu borsalara kaydolmak ve işlem yapabilmek için kimlik bilgilerin sunulması zorunlu olup, bu yolla en azından Bitcoin borsalarında yer alan sanal cüzdanların sahiplerinin kimlikleri tespit edilebilecek ve vergilendirilmesi kolaylaşacaktır. Geçen aylarda Blockchain Transparency Institute tarafından sahte işlemler hariç tutularak gerçek işlem hacimlerine göre sektördeki en iyi 30 şirketin yayınlandığı listede, en büyük Türk Bitcoin borsası olan BtcTurk 20. sırada yer aldı.[4] İşlem hacmi 3,48 milyon dolar olan bu borsada sadece kendi adınıza kayıtlı banka hesabından yapılan transferler kabul edilip, sitede kayıtlı isimler ile transfer gerçekleştirilen banka hesabı sahibi aynı olmalıdır.[5]
Banka hesabı gibi kayıt yaptırılan bir Bitcoin borsasının, normal Bitcoin sistemindeki devlet düzenlemelerinden bağımsızlık, anonimlik ve hız gibi unsurları sağlamadığı oldukça açık. BDDK ve devlet yetkililerinin açıklamalarında ise yatırımların spekülatif ve yüksek riskli olduğu ısrarla belirtiliyor. Ayrıca Bitcoin alışverişinin para aklama, uyuşturucu madde vb. suç teşkil eden işlemlerin ödeme aracı olarak kullanıldığı iddiaları nedeniyle kripto paralara ilişkin olumsuz yönde bir izlenim de mevcut. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından 12 Nisan 2019 tarihinde yayınlanan Şüpheli İşlem Tipleri rehberinde örnek işlem olarak “Müşteri hesaplarından bitcoin satan aracı kuruluşlara bitcoin alımına yönelik para transferi yapılması” belirtiliyordu. Yer alan bu tanım ise 11 Eylül 2019 tarihli toplantıda aşağıdaki şekilde değiştirildi.[6]
“Müşteri hesaplarından kripto para alımı amacıyla yurt içi ve yurt dışı kripto para borsalarına ya da gerçek veya tüzel kişi hesaplarına müşteri profiline uymayacak sıklık ve tutarda para transferi yapılması…. Kaynağı bilinmeyen veya şahsın mali profili ile uygun olmayan şekilde yapıldığından şüphelenilen kripto para satımı sonucunda müşteri hesaplarına transfer gelmesi.”
Bu değişiklik Bitcoin’e karşı sert tutumun az da olsa yumuşamaya başladığını gösterir nitelikte olsa da Türkiye’deki devlet otoriterilerinin açıklamaları hala oldukça temkinli. Belirlenecek politika her ne olursa olsun Bitcoin ve benzer kripto para birimlerinin kullanımı giderek yaygınlaşıyor, belki de yeni sanal bir ekonomiye doğru geçiş başlıyor ve bu durum da doğal olarak mevzuat ihtiyacını arttırıyor.
Güvenilir Yatırım ve Ödeme Aracı
Şu anki statükoda kripto para birimlerinin kullanımı ceza hukuku anlamında herhangi bir suç teşkil etmemektedir. Vergilendirme, devlet politikası olarak kanunla düzenlenme şartına tabi olduğu için mevzuat olmadan herhangi bir sorumluluk söz konusu değildir.
Dr. Abdurrahman Çarkacıoğlu’nun SPK tarafından yayımlanan araştırma raporunun Değerlendirme ve Sonuç kısmında belirttiği üzere Bitcoin pek çok nedenle güvenli bir yatırım ve ödeme aracı olarak kullanılabilir.[7]
“Bitcoin güvenlidir, çünkü [36]; 1. Merkezi değildir, merkezi bir arıza noktası yoktur, bireysel olarak kullanıcılar heklense de (hacked), sistemin bütünü bundan etkilenmez. 2. Kriptografik olarak blokların ve blok içi işlemlerin bütünlüğü ve kronolojisi korunmaktadır. 3. Bireysel olarak her Bitcoin cüzdanı gizli anahtar ile korunmaktadır. Gizli anahtar olmadan, cüzdanlar üzerinden işlem yapmak mümkün değildir. 4. Bitcoin arzı, dağıtık olarak çalışan madencilerin konsensüsü ile sağlanır. Bunun haricinde, hiç bir otorite ek Bitcoin arz edemez.” pek çok açıdan kullanımı mantıklıdır.
Miras ve İcra Hukuku Açısından Sorunlar
Ancak belirtmek gerekir ki, belli bir borsaya bağlı olmadan Bitcoin’in yasal ödeme aracı veya yatırım aracı halini alması miras hukuku, icra hukuku gibi alanlarda büyük sorun yaratacaktır. Miras hukuku açısından, cüzdanların şifresi bilinmediği sürece cüzdan sahibinin vefatı halinde de hesaplara erişilemeyecektir. Bunun için belli şartlar altında cüzdan şifrelerinin paylaşılmasını sağlayacak bir altyapı gerekmekle birlikte, Bitcoin ağı için bu sistem pek mümkün görülmemektedir. İcra hukuku açısından da, borçlunun Bitcoin hesabına fiilen haciz koyulamayacağı gibi alacağın tahsili için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilecek bir merkez de bulunmamaktadır ayrıca bu sistemlerin kurulması da fiziken pek mümkün olmayacaktır.
Sonuç
Tüm tartışmalara rağmen Bitcoin’in dünya çapında da Türkiye’de de yatırım aracı olarak itibarının arttığı hatta son zamanlarda ödeme aracı olarak kullanımının da yaygınlaştığı açıktır. Hala kripto paralara özgü bir mevzuat bulunmamakla beraber, yeni açıklamalarla birlikte bakış açısında bir yumuşama olduğu görülmektedir. Önceki sert yaklaşımların hayata geçirilmesinin güçlüğü de düşünüldüğünde daha makul düzenlemeler ile çözüm arayışı herkes için daha makul olacaktır. Özellikle belirtmek gerekir ki getirilecek ulusal bir mevzuat da pratik açısından yetersiz kalacak olup, düzenlemelerin uluslararası konjonktür gözetilerek hazırlanacak bir Uluslararası Sözleşme ile sağlanması daha da sağlıklı olacaktır.
KAYNAKLAR
[1] https://www.bddk.org.tr/ContentBddk/dokuman/duyuru_0512_01.pdf(Erişim 11.02.2020)
[2] https://www.gib.gov.tr/elektronik-para-transferi-hizmetinin-vergilendirilmesi-ve-belgelendirilmesi-hk (Erişim 11.02.2020)
[3] ÇAKARCIOĞLU Abdurrahman, Kripto-Para Bitcoin Araştırma Raporu, Sermaye Piyasası Kurulu Araştırma Dairesi, Aralık 2016,
s.12. https://www.spk.gov.tr/SiteApps/Yayin/YayinGoster/1130 (Erişim 11.02.2020)
[4] https://www.bti.live/exchanges/ (Erişim 11.02.2020)
[5] https://www.btcturk.com/yardim/hesap-onayi-ve-limitler (Erişim 11.02.2020)
[6] https://www.hmb.gov.tr/sektorel-sib-rehberleri (Erişim 11.02.2020)
[7] ÇAKARCIOĞLIU Abdurrahman, Kripto-Para Bitcoin Araştırma Raporu, SPK Araştırma Dairesi, Aralık 2016, s.60.